Arama | Sözlükçe | Anasayfa |
P1:evrim tarihi 3 3
Gelişimsel Benzerlikler: Karl von BaerBir canlının yaşamı nasıl başlar? 19. yüzyıl başlarında, doğa bilimciler mikroskop başında bu soruya cevap arıyorlardı. Bu süreçte, embriyolar hakkında bir dizi ilginç gözlem yapıldı. Mesela erişkin bir tavukla erişkin bir balık çok farklı da gözükseler, embriyoları şaşırtıcı benzerlikler taşır. Öyle ki her iki türde de tek bir döllenmiş hücre bölünüp gelişerek, tüp şeklinde bir vücuda dönüşür. Çok sayıdaki ortak özelliklerden bir başkası, ikisinin de boyunlarında kavisler çizen kan damarları gelişmesidir. Balıklarda bu damarlar korunur ve bunlar sudan oksijen almaya yarayan solungaçlara dönüşür. Tavuklarda ve keza bizim gibi memelilerde, ikiyaşamlılarda ve sürüngenlerde ise bu damarlar farklılaşarak, akciğerlerde oksijen almaya elverişli ve solungaçtan çok farklı bir anatomiye kavuşur. Bu tür araştırmalar 19. yüzyıl başında özellikle Almanya’da popülerdi. O dönemin Alman araştırmacıları bu bulguları şöyle yorumladılar: Yaşam ilkel biçimlerden daha “üstün”, “yüce” biçimlere uzanan bir zincir olmalıdır (tabii ki en üstün yaşam biçimi de insandır). İnsan embriyosu gelişirken, bu zinciri adım adım tekrarlar, her bir aşamayı yeniden yaşar ve son noktada insana dönüşür. Yaşamımız bir kurtçuk olarak başlar, ardından solungaç yayları da olan balığa benzeriz, akabinde sürüngene dönüşürüz, vb. Gelişimin, evrimsel basamakları izlediği fikrine “yineleme” (İng. recapitulation) adı verildi. Hatta bazı doğa bilimciler, yinelemeli gelişimin canlılığın zamanla giderek daha yüksek biçimlere doğru değiştiğinin kanıtı olduğunu öne sürdüler. Karl von Baer: yinelemeli oluş geçersizdir1828’ de Estonya doğumlu embriyolog Karl von Baer yinelemeli oluş üzerine yıpratıcı bir saldırıya başlamıştır. Embriyolar üzerindeki dikkatli bir gözlem onların anlamlı bir seri haline konamayacağını göstermişti. Erken safhalardan itibaren omurgalıların anatomisi ile omurgasızların anatomisi birbirinden farklıdır. Hatta omurgalıların içinde bile yinelemelioluş ile çelişen örnekler vardır. Bir insan hiç bir zaman el oluşturmak için önce bir kanat ya da toynak oluşturmaz. İnsanlar, kuşlar ve atların tamamı daha sonra farklı ergin üyelerine dönüşecek üye çıkıntıları ile yola başlarlar.
Evrim için zorlama kanıtlarBaer bir evrim hayranı değildi, o yüzden Darwin'in Türlerin Kökeni’nde en zorlayıcı kanıtlar olarak kendi çalışmalarını kullanması Baer için üzüntü kaynağı olmuştu. Bir tür gelişimsel programını atalarından alır ve böylece iki yakın akraba türün benzer embriyolara sahip olması beklenebilir. Zamanla soylar birbirlerinden uzağa evrildikçe, doğal seçilim embriyolarını farklı yollarla değiştirir ancak ortak atadan bazı izler kalabilir. Bu erken embriyonik safhada neden az da olsa balığa benzediğimizi açıklar. Darwin yaşamın ilkelden karmaşığa doğru düz bir çizgide ilerlediğine inanmıyordu, aksine o yeni türler ortaya çıktıkça ağaç gibi dallanmış bir yaşam öngörüyordu. Bu dallanma, nihayetinde toynak, pençe ve elleri oluşturacak benzer gelişim süreçlerini ortaya çıkartıyordu.
Karl von Baer resmi Karl Ernst von Baer home page’den; Ergin tunikat fotoğrafı Crissy Huffard, UCMP’den; Tunikat larvası fotoğrafı Richard Grosberg, UC Davis’den alınmıştır. |
|
| | | |
|